BEM-BİR-SEN BAŞKANLAR KURULU TOPLANARAK ,GÜNDEMDEKİ KONULAR VE FAALİYETLERLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME YAPTI
Memur-Sen’e üye 11 sendikanın katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Bem-Bir-Sen'in tüm şube yöneticileri tam kadro olarak hazır bulundu.

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Türkiye Buluşması ‘Hedef 700 Bin Üye, 11 Hizmet Kolunda Yetki Ve Yeni Anayasa’ başlığıyla Memur-Sen'e üye 11 Sendikanın genel başkanları, yönetim kurulları ve şube başkanlarının katılımıyla gerçekleşti.

TURBAY”7 AYDIR HEM TOPLU SÖZLEŞME,HEMKADRO KONUSUNDA ÇALMADIK KAPI BIRAKMADIK”
Bem-Bir-Sen Genel Merkez Yönetimi’nin tam kadro olarak katıldığı “Başkanlar Kurulu”nda,şube başkanlarının gündeme ilişkin soruları cevaplandırıldı. Sendikamız Genel Başkanı Mürsel Turbay ve Genel Merkez Yöneticileri, yapılan çalışmalar ve sendikal faaliyetlerimiz ile ilgili bilgilendirici konuşmalar yaptı.



Başkanlar Kurulu'nun ilk konuşmacısı Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay oldu.Şube Başkanlarına 4688 no’lu yasa ile ilgili yapılan çalışmalar ve sendikanın yürütmekte olduğu diğer faaliyetlerle ilgili bilgi veren Turbay şunları söyledi: ”Sendika olarak çalışmalarımız büyüyen bir ivme ile devam etmektedir.Yurt çapında toplu sözleşme imzaladığımız belediyelerde büyük bir artış var.Sizlerin de bildiği gibi toplu sözleşme hakkını hizmet kolu olarak hak etmek için birçok çalışmalar yaptık bir çok kişi ile görüştük. İlgili ilgisiz tüm bakanlarla, katıldığımız her platformda 4688 no’lu yasa ile ilgili olarak olmazsa olmazlarımızı dile getirdik. Parlamentoda grup başkan vekillerini kapsayan bir dizi görüşmeler yaptık. Bu görüşmelere diğer konfederasyonlara üye hizmet kolu sendikaları da dahil ettik. Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine tek tek giderek kırmızı çizgilerimizi söyledik.Toplu sözleşmeleri daha önce olduğu gibi iş veren ve işgören tam mutabakat içinde karşılıklı olarak yapmak istiyoruz dedik.Kendi hazırladığımız yasa taslağını ilgili mercilere ilettik.

19 yıldır bu sözleşmeler yapılıyor ,dün nasıl yapmışsak,yasa nasıl çıkarsa çıksın yarın da bunu yapmaya devam edeceğiz ve buna da hiçbir güç engel olamayacaktır. Her türlü Oligarşik engelemeye rağmen biz yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Biz direktiflerle hareket eden bir sendikacılık yapmıyoruz.

TBMM’de bazı milletvekilleri, sağolsunlar bizim yöneticimiz gibi çalışarak talebimizi gerekli her türlü ortamda dillendirdiler, yardımlarından dolayı onlara teşekkürü borç bilirim."

Sendikamızın kuruluş yıl dönümünde “İbrahim Keresteci Basın Ödülleri”’ni dağıttığını hatırlatan Mürsel Turbay, söz konusu organizasyonun son derece verimli ve başarılı gerçekleştiğine dikkat çekerek, tüm gazete ve televizyonlarda sendikamızın bu organisazyonunu anlatan haberler ve bültenlerin yer aldığını belirtti.

Turbay, Bem-Bir-Sen Genel Merkezi'nin gerçekleştirdiği çalışmaları anlatırken, yasa taslağı ile ilgili olarak Hükümetten taleplerin dile getirildiği bir çok televizyon programına katılım sağlandığını vurgulayarak, "Sorunlarımızı çeşitli platformlarda anlatma fırsatı yakalamış olduk" diye konuştu.
Mürsel Turbay, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yasa istediğimiz gibi çıkana kadar’da her platformda taleplerimizi dile getirmeye devam edeceğiz ,ancak taleplerimiz tam anlamıyla karşılanana kadar eylem dahil hertürlü girişimi yapacağımızdanda şüpheniz olmasın,bunun içinde herkesten hazırlıklı olmasını bekliyorum."

DENETLEME RAPORU OKUNDU

Genel Başkan Mürsel Turbay'ın konuşmasının ardından Genel Merkez Denetleme Raporu okundu. Raporu okumak için kürsüye çıkan Malatya Şube Başkanı Hanefi Acar, raporla ilgili hiçbir sorunla karşılaşılmadığını belirterek, "Sadece şube başkanlarımıza, alınan avanslarla ilgili olarak avans hesaplarının zamanında kapatılması ve yapılan harcamaların faturalarının düzenli olarak gönderilmesi konusunda uyarıda bulunmak istiyoruz" diye konuştu.

TOPLU SÖZLEŞMELER İLE İLGİLİ DOÇ.DR İBRAHİM AYDINLI BİLGİ VERDİ

Bem-Bir-Sen olarak şube başkanlarına son yasa taslağı ve toplu sözleşmelerin yasal olarak,dayandığı kriterler ve sendikal uygulamalar konusunda bilgi vermesi amacı ile Doç.Dr. İbrahim Aydınlı bigilendirmek amacı ile kürsüye çıktı.

Bem-Bir-Sen olarak sendikamızın toplu sözleşme imzalama şeklinin yöntem olarak en ideal yöntem olduğunu vurgulayan Aydınlı,karşılıklı şartların yüz yüze ortaya konması daha sağlıklı ve gerçekçi bir yöntemdir diye konuştu.”Birinci taslakta hizmet toplu iş sözleşmesi vardı,ama ikinci taslakta bu çıkartıldı ve tamamen torba bir sözleşme artık içine kimler girecek girmeyecek ,bu aslında konfederasyon ile hükümet arasında karar verilecek bir mesele,siz girmeye çalışacaksınız yok sen bi dur önce öbür sendika falan yani şunu söylemek çok abzürd iki sözleşme yapılırsa birbiri ile çelişirmiş sözleşme zaten her iki sözleşmenin içeriğini ayrı belirliyor,ancak konfederasyon ile ayrı sözleşme iş kolu sendika ile ayrı ,fakat doğru olan iş kolu sendikaların birebir süreci sonuna kadar götürmesidir”dedi.Şu an yasal gerekçenin zaten mevcut olduğunu İLO anlaşmaları çerçevesinde yapılan sözleşmelerin yasal dayanak oluşturduğunu ,toplu sözleşme yasasının nasıl çıkarsa çıksın ,yöntem olarak bu şekilde toplu sözleşme yapılabileceğini ve Bem-Bir-Sen’in yolundan hiç sapmadan çalışmalarına aynen devam etmesi gerektiğini vurguladı.Bem-Bir-Sen’in şu anki çalışma yönteminin model alınması gereken bir anlayışa sahip olduğunu söyledi.



Daha sonra kürsüye söz talep eden,Şube Başkanları çıktı.Başkanlar karşılaştıkları sıkıntıları,sorunları, madde madde,Genel Merkez Yönetimine sordular, söz alan Şube Başkanları sırasıyla ,Kocaeli Şube Başkanı Sadican Aygen,İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Ercan Olgun,Sivas Şube Başkanı Mustafa Pakoğlu,İstanbul 3 No’lu(İETT) Şube Başkanı Yakup Gündoğdu,Sakarya Şube Başkanı Ahmet Öksüzali,İstanbul 8 No’lu Şube BaşkanıAhmet Eyüboğlu,Diyarbakır Şube Başkanı İbrahim Gökdemir not aldıkları soru ve şikayetleri genel merkez yönetimine aktardılar.


ŞUBE BAŞKANLARIMIZ SORUNLARINI ANLATTILAR
Genel olarak sorulan sorular şu şekilde oldu.
-Toplu sözleşme çalışmaları ne durumda,hükümetin bakış açısı nedir.
-Toplu sözleşme istediğimiz gibi çıkmazsa nasıl bir yol izleyeceğiz.
-Eşit işe eşit ücret konusu emekliliğe yansımıyor,maaşlar emekli olunca yarı yarıya düşüyor verilen ek tazminatların özlük hakkı olarak verilmesi gerekli bunun ile ilgili ne yapılabilir.

-İşçiler 30 yılın üzerine çalıştıkları her yıl için ek tazminat alıyor ama memurlar30 yılın üzerinde nekadar çalışırsa çalışsın tazminata hiçbir ek katkı sağlamıyor bununla ilgili çalışma yapılmalı.
-Görevde yükselme ve unvan değişikliğikonusunda eski yıllarda girenler puan olarak daha yüksek oldukları için sadece onlar sınavlara girmeye hak kazanıyor ve bu kadroları alıyorlar,herkes sınava girebilmeli bunun için çalışma yapılmalı.

-Kuruluş yıl dönümünde verilen ödüllerde belirlenen kriter nedir,neye göre verildi.
Dilek ve temmeniler bölümünün bitişinde,Bem-Bir-Sen Başkanlar Kurulu’na ,Memur-Sen Konfederasyon Başkanı Ahmet Gündoğdu katılarak bir konuşma yaptı.

Gündoğdu konuşmasında şu konulara yer verdi:”Sizden bir istekte bulunacağım,Bem-Bir-Sen üye sayısı olarak Memur-Sen e daha fazla katkıda bulunacağına inandığım için desteğinizi talep ediyorum.1995 te konfederasyona dönüşen bu ailenin yolculuğu ,1992 de başlamıştı kısa zamanda çok büyük işler yaparak bu noktalara geldik şükürler olsun.

Biz rakiplerimiz gibi şerli olduğumuz için üye getirmedik.Diğer sendikaların çalışma şekl ortada hangi cenahlarla kol kola girdikleri hepinizin malumu,sizlerin çalışmaları sayesinde bu günlere geldik hamdolsun.Bem-Bir-Sen’in bu süreçte çok büyük katkıları olmuştur.Genel manada yeni bir anaysaya kavuşmak,gerekse özel manada ise toplu sözleşme yasasına kavuşmak ve toplu sözleşmeleri verimli geçirebilmek için her bir üyemizin bize vereceği destek önemlidir ve hedeflerimize ulaşacağızYsa tasarısı ikinci taslakta yolundan çıktı,sanki toplu sözleşme yapılamazın başka türlü söylenişi gibi idi.

Biz sayın başkan Mürsel beyle birlikte giderek kırmızı çizgilerimizi kendilerine söyledik.Belediyelerdeki çalışan sözleşmeliler için metod bulmakta sıkıntı çekiyorlar”falancalar’da bundan yararlanacak”diyorlar,siz falancaları biliyorsunuz,ama konunun takipçisiyiz ,ben toplantınızın hayırlı olmasını diler hepinize saygılar sunarım”dedi.
GÜRKAN ALPER”TÜM KONULARI KONULARI HER PLATFORMDA DİLE GETİRMEKTEYİZ”

Gündoğdu’nun konuşmasını yapıp salondan ayrılmasından sonra kürsüye şube başkanlarının sorularını cevaplandırmak üzere,Genel İdari ve Mali Sekreter Gürkan Alper çıktı.Alper sorulan sorulara cevaben şu konuşmayı yaptı:”Son dönemde bir hayli üye kaydı yaptık sendikamıza bu üyelerin bir kısmıda il özel idare’ye bağlı il afet’teki arkadaşlardır.O arkadaşların kesintilerinin yapılması,sendikamız adına yapılması ve tespitlerde bize sayılmalarını takip etmek lazım.Bu arkadaşlar bize üye olmak istiyorlar.Ancak bu arkadaşların hukuki durumları ile ilgili süreci beklemek lazım.

Teknikerlerle ve teknisyenlerle ilgili bir sıkıntı var biz bunu maliye bakanlığına bildirdik,bu konuda şöyle bir bakış açısı var şöyleki,ben teknik elemanlar için karayollarını baz aldım diyor,karayoolardaki bir tekniker ile belediyedeki teknikerin aynı maaşı almasını hedefledik,burada hiyerarşik anlamda bir sıkıntı var bu konunun düzeltilmesi gerekiyor,buradaki sıkıntıyı onlarda kabul ediyor.
Ek göstergeler ile ilgili maliye bakanlığı bir çalışma yapıyoruz dediler,bu düzenleme ile sorunların bir çoğuda giderilebilir dendi,biz memur ve şube müdürlerinin emeklilik durumunda ücretlerinin yarı yarıya azaldığı konusunu kendilerine ilettik bize verilen cevap,böyle bir çalışma halen yapılmakta ancak bu böyle bir durumun 36 milyar tl’lik bir ek yük getirceğini söylüyorlar.Genel memur harcaması 56 milyar olduğunu bize ifade ettiler.Sebep olarak geçmişte emekli olan tüm memurlarada yansıyacağını ifade ettiler,biz bunu peyder pey yapalım diye teklifde bulunduk yani 800 lük iki dilim halinde yapalım dedik onunla ilgili de ikimilyar altıyüz milyonluk bir rakam çıktı,bu konu işallah bu yıl yapılacak toplu görüşmede sunulacak,bugerçekten sıkıntılı bir konu bu konunun giderilmesi lazım,yoksa birçok emekli olamak isteyen insanın emekli olamadığı bir sisteme gidiyoruz.
30 yıl çalışma şartının kaldırma konusu toplu görüşme çerçevesinde taleplerimiz içinde yer alan bir husustu.Bununla ilgili görevde yükselmede sınırlama şartının kaldırılmasını dile getirdik,3 katı sınırı ile ilgili bir çalışma yapılmıştı ve hatırladığım kadarıyla meterolojide bunun uygulaması olmadı.
Ancak görevde yükselme ile ilgili talebimizi yeniden İçişleri Bakanlığına iletebiliriz.
Biz toplu sözleşme taslağı ile ilgili görüşmeleri Memur-Sen ile beraber yürütüğümüzü ifade ettik ancak bunu hiç söylememiş gibi eleştiriler oldu,biz 7 aydan beri kanun taslağını İç işleri,Maliye gibi bakanlıklara ve tüm siyasi platformlara ve mercilere taşıdık,tüm diyalogları kurduğumuzu ifade ettik,bunların bilinmesini rica ediyorum.Toplu sözleşme yasası istediğimiz gibi çıkmasa bile,biz inançlı bir şekilde toplu sözleşmeleri yapmaya devam edeceğimizi gür bir şekilde söylememiz ve inanmamız gerekir,Türkiyede bir çok konu yasal dayanağı olmasına rağmen uygulamada yapılmadığını görmekteyiz,biz bunu yapmaya devam edeceğiz dersek devamı gelecektir buna hep birlikte inanmamız gerekmektedir.Kanunların yorumu kişilere göre değişebilmektedir,Sayıştay uygulamalarında bunun birçok örneğini görmekteyiz”dedi.
MEDENİ SEVİNÇ”İŞ KOLUMUZUN %56’SINI TEMSİL EDİYORUZ”

Bem-Bir-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri Medeni Sevinç şunları söyledi:”Öncelikle şube başkanlarıma çalışmaları ve gayretlerinden dolayı teşekkür ederim.Sendikamız potansiyel olarak iş kolumuz kapsamında çalışan üyelerin %56 sını Bem-Bir-Sen bünyesine katmış durumdadır bu taktir edilecek bir başarıdır.Bu göstergede bize şunu ifade etmektedirki sendikamız yurt genelinde hak arama konusunda ,istediğini alan ve üyelerinin haklarını en iyi savunan bir sendika olduğunun rakamsal olarak ifadesidir.Bu zafer Anadolu’nun her köşesinde gece gündüz demeden gayretle çalışan siz şube başkanları ve yönetimlerinizin eseridir,bu yüzden hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.
Sizlerden ricam üyelik güncellerinizi periyodik olarak düzenli bir şekilde yapmanızdır,15 Mayıs’a kadar üye güncelerimizi genel merkezle irtibat kurarak yaparsak önümüzü daha net görür ,başarımızın net rakamlarını ortaya çıkarmış oluruz.
Üye sayımızın dahada artacağına hiçbir şüphem yoktur,sizleri yaptığınız başarılı çalışmalardan dolayı tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim”dedi.
USLU”İSTANBUL VE ANADOLU AYRIMI YOKTUR,İSTANBUL'UNDA OMURGASINI ANADOLU OLUŞTURUR”

Daha sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye Genel Sekreter Levent Uslu çıktı.Uslu Şube Başkanlarına hitaben şunları söyledi:”Arkadaşlar sendika olarak bizler,sahip olduğumuz haklar konusunda ,hiçbir ödün vermeden taleplerimiz konusunda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.Hepimiz temsilciyiz genel başkanda ,üyede,şube başkanıda bizim temsilcimizdir. Sizlerde toplu sözleşme çalışmaları ile ilgili olarak artan bir ivme ile belediyeler ve özel idarelerde üye sayımızı ve toplu sözleşme sayısını hızla artırmaktasınız,bunun için sizlere çok teşekkür ederim.Biz sendikal anlayış gereği özgürlükçü ve demokratik ilkeleri olan bir sendikayız.Bu anlamda bir şubemizin,banka ile ilgili olarak,Memur-Sen Konfederasyonu önünde düzenlemiş olduğu basın toplantısı ile ilgili eleştiriler kulağıma geldi.Ancak arkadaşlar bizleri diğerlerinden ayıran şey hür irademizle bize ters gelen anlayış ve davranışları eleştirimek ve bunun için tavır almak ,aslında ayakta alkışlanması gereken bir tavırdır.Çünkü uzun süre önce yetkililere aktarmış olduğu bir konu ile ilgili hiçbir adım atılmadığını gören arkadaşımız,duruma sessiz kalmamış kendisi gibi düşünen şubelerle beraber bir girişimde bulunmuştur bizlerde bu tip hak arayışlarına ve girişimlere sahip çıkmalı ve destek vermeliyiz.Bir süre kısıtlanmasına ihtiyaç vardır ancak tüm başkanlarımızın söz alıp konuşmasını isterim,herkes burada fikirlerini söylemeleri ve konuşmaları lazımdır.Basın ödülleri ile ilgili olarak yapılmış olan organizasyon,medyada yer alması iletelevizyonların çokluğu ile bültenlerde yer alan haber saniyeleri ile yapılan çalışma bugüne kadar yapılmış en başarılı çalışmadır
İstanbul Şubeleri olarak yasa tasarısı istediğimiz gibi çıkmasa bile,Anadolu’daki diğer şubeler ile tam bir bütünlük içinde ve tam bir mutabakat içinde hareket ederek,ana omurgayı bir bütün olarak oluşturarak hareket etmeliyiz,ayrım yapmadan birlikte hareket ederek,çünkü bizi güçlü kılan şey budur,birlik ve bütünlükten asla taviz vermemeliyiz”dedi.
RECAYİ KARSLI”MEVCUT ŞARTLARI ZORLAYARAK SÖZLEŞMELERE DEVAM EDECEĞİZ”

Genel Eğitim Sekreteri Recayi Karslı yapılmış olan bu başkanlar kurulunun,Memur-Sen organizasyonunda araya sıkıştırılmış bir toplantı olmuştur bunun için her birinize söz veremedim inşallah yakında yapacağımız başkanlar kurulunda daha geniş zamanınımız olacak.
Ayrıca bizim sendika olarak istediğimiz gibi kanun yapmak yada değiştirmek gibi bir yetkimiz yok elbet birtakım zorluklar olacak,1994 ten önce belediyelerde sözleşme diye bir şey yoktu birileri geldi kıyısından köşesinden ,mevcut şartlar zorlanarak sözleşmeler yapıldı ve bu günkü noktalara kadar geldik.Türkiyede artık fiili bir durum oluştu bu noktalardan artık geri dönemeyiz ve mevcut şartları bizlerde zorlayarak sözleşmeleri yapmaya devam edeceğiz”dedi.

Toplantının sonunda Genel Koordinatör Sultan Kara yapmış olduğu ödül töreni organizasyonu ile ilgili şube başkanlarına çeşitli bilgiler verdi.

Toplantının kapanış konuşmasını Genel Başkan Mürsel yaptı.
Günün anısına hatıra fotoğrafları çekildi.


Memur-Sen "Türkiye Buluşması" organizasyonu sonunda yayınlanan sonuç bidirgesi aşağıdaki gibidir.
MEMUR-SEN TÜRKİYE BULUŞMASI SONUÇ BİLDİRİSİ

1- Kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkını fiilen kullanmalarına ve ilk toplu sözleşme masasının kurulmasını sağlayacak Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanun Tasarısı, hizmet kolunu kapsayacak şekilde bir an önce yasalaştırılmalıdır.
2- İLO sözleşmeleri ile Avrupa Sosyal Şartı’nın 5. ve 6. maddelerinde düzenlenen sendikal örgütlenmeye ilişkin evrensel normlar dikkate alınarak, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bulunan Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasa Tasarısı’na TBMM ve Cumhurbaşkanlığı’nda çalışan memurlar, infaz koruma memurları ile TSK ve emniyette görev yapan sivil memurların da sendikalı olmasının önünü açacak düzenleme getirilmelidir.
3- Grev hakkı, örgütlenme ve toplu sözleşme hakkının olmazsa olmazıdır. Bu nedenle kamu görevlileri grev hakkına sahip olmalıdır.
4- Toplu sözleşmenin kapsamı mali ve sosyal haklarla sınırlandırılmamalı, diğer özlük hakları da toplu sözleşme kapsamında değerlendirilmelidir.
5- Yerel yönetimler hizmet kolunda fiilen imzalanmakta olan Sosyal Denge Sözleşmelerinin devamı sağlanmalıdır.
6- 632 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kadroya geçirilen sözleşmeli personel arasında yer verilmeyen 5393 Sayılı Kanun kapsamında belediyelerde görev yapan sözleşmeli personel ile TRT, Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki sözleşmeli personel başta olmak üzere tüm sözleşmeliler kadroya alınmalıdır.
7- 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi ve 4/B’li sözleşmeli personel ile halen kamu kurum ve kuruluşlarında işçi statüsünde görev yapan yüksek öğretim mezunu(mimar, mühendis, avukat, tekniker ve benzeri) personelin kadroya istekleri halinde kadrolu statüye geçişleri sağlanmalıdır.
8- 4/C kapsamında istihdam edilen personelin çalışma şartları başta olmak üzere ücretlerinin yükseltilmesi, ek ödeme, aile yardımı, yemek yardımı, giyim yardımı ve bunun gibi mali ve sosyal haklar bakımından durumlarının iyileştirilmesi, kadrolu statüde görev yapan kamu görevlilerinin yararlandığı bütün haklardan yararlandırılması sağlanmalı, en kısa sürede kadroya geçiş süreci başlatılmalıdır. Bu taleplerimizin karşılanmaması durumunda eylem için meydanlara inmeye hazır olduğumuz bilinmelidir.
9- İster derin devletin isterse terör örgütlerinin işi olsun kayıp kişilerin bulunması ve faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için hukuki zeminde her türlü çalışma daha kararlı yürütülmelidir.
10- Türkiye’yi ileri demokrasiler seviyesine çıkaracak demokratikleşme sürecinin zaman zaman kesintiye uğraması toplumu endişeye sevk etmektedir. Bu kapsamda, demokratikleşme çalışmalarına ara verilmeden, toplumun talep ve beklentileri doğrultusunda devam ettirilmelidir.
11- 12 Haziran 2011 seçimlerine yeni anayasa vaadiyle giren siyaset kurumunda, iktidar ve muhalefet partilerinin gerekli desteği vermediğini görmekteyiz. Milletimiz, siyasi partilerin bu tavrını 2014 yerel yönetimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 2015 genel seçimlerinde sorgulayacaktır. Bu kapsamda; vatandaşını ötekileştirmeyen, örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıran özgürlükçü Yeni bir Anayasa mutlaka yapılmalıdır.
12- 12 Eylül muhtırasından sonra yürürlüğe konan, 12 Eylül’le anti demokratik yönleri güçlendirilen TBMM İç Tüzüğü’nün değiştirilmesine yönelik girişimleri destekliyor, engelleme girişimlerini ise endişeyle karşılıyoruz. Bu çerçevede, TBMM İç Tüzüğü’ndeki tayyör dayatması kaldırılmalı ve seçme hakkına sahip olan başörtülü kadın vatandaşlarımızın seçilme hakkını kullanmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
13- Kamu görevlileri siyaset sistemine dâhil edilmeli, bu çerçevede kamu görevlilerine uygulanan anlamsız ve gereksiz siyaset yasağına son verilmelidir.
14- Kadınların kılık ve kıyafeti asla eğitim, çalışma ve siyaset haklarını kullanmalarına mani olmamalıdır.
15- Genelde tüm toplumda özelde ise kadın ve çocuğa yönelik şiddetin yaygınlaştığı, boşanma benzeri sosyal problemlerin arttığı bir süreçte değerler eğitimi zaruret olarak ön plana çıkarılmalıdır. Bu konuda devlet, eğitim sistemi içinde isteğe bağlı olarak din eğitimi yoluyla değerler eğitimini güçlendirmeli, medya ve sivil toplum ise sosyal sorumluluk bilinciyle konuyla ilgili yapıcı haberlerle sürece katkı vermelidir.
16- 666 sayılı KHK ile aynı unvanla çalışan farklı kurumlardaki personele yönelik ücret eşitsizliği büyük oranda giderilmiştir. Ancak, ücretleri iyileştirilmesi gereken öğretmen, akademik personel ve din görevlileri ile hekim dışı sağlık personeli ve teknikerlerin ek ödemelerinin artırılmaması, söz konusu personelin görev yaptığı kurumlarda bir ücret dengesizliği oluşturmuştur. Diğer taraftan II Sayılı Cetvele tabi 3, 4, 5. Gruplarda yer alan personelin ek ödemeden yoksun bırakılması KİT’lerde de benzer bir adaletsizlik ortaya çıkarmıştır. Bu adaletsizlikler en kısa sürede giderilmelidir.
17- Kamu kurumlarında, özürlü personel istihdamına ilişkin yasada belirtilen oranlara uygun istihdam bir an önce gerçekleştirilmelidir.
18- Kamu görevlilerinin 2012 yılı maaşlarında artış yapılmamışken tedavi ve katkı paylarında yapılan artış kabul edilemez niteliktedir. Tedavi katkı payı bütünüyle kaldırılmalıdır.
19- Demokratik parlamenter rejimi kesintiye uğratan, demokrasiyi askıya alan, milli iradenin merkezi olan TBMM’yi kapatan 12 Eylül generallerinin yargılanmasını olumlu bir gelişme olarak görmekteyiz. Ancak, 28 Şubat’ı post modern darbe olarak bizzat kendileri itiraf eden karanlık 28 Şubat sürecinin faillerinin halen yargı huzuruna çıkmamış olması, 27 Nisan elektronik muhtırasını yapanların elini kolunu sallaya sallaya gezmesi demokrasimiz açısından büyük bir ayıptır. Bu ayıbın sonlandırılması için savcıları göreve çağırıyoruz.
20- Ortadoğu’da devam eden çatışma ve gerilimlerin 1991 yılından bu yana Ortadoğu’ya faturası 12 trilyon doların üzerindedir. Mevcut çatışma ve gerilimlere ek olarak Batı ülkelerinin senaryo yazarlığını yaptığı yeni Şii-Sünni çatışması tezgâhlanmaktadır. Bölge halkları ve ülkeleri bütün Ortadoğu’yu kan gölüne çevirecek ve istikrarsızlaştıracak bu oyunu birlikte bozmalıdır.
21- Emperyalist güçler Irak topraklarını kan, gözyaşı ve yoksulluk içinde bırakarak terk etmişlerdir. Aynı emperyalist güçler en kısa zamanda Afganistan topraklarını da terk etmelidir. Emperyalistlerin terk ettiği ülkelerin başta demokratikleşme ve ekonomi olmak üzere tüm alanlarda yeniden inşa edilmesinde karşılıksız yardım eli uzatılmalıdır.
22- Avrupa ülkelerinde İslamofobi (İslam düşmanlığı) yükselmektedir. İslam ülkeleri ve Avrupa’nın sağduyulu demokrat siyasetçileri ortak bir eylem ortaya koymalıdır. Aksi takdirde bu etnik ve dinsel ayrımcılık bumerang etkisi göstererek Avrupa’nın kendisini vuracaktır.
23- Fransa’nın sözde soykırımın inkarını suç sayan tasarısını ilk kınayan ve protesto eden sivil toplum kuruluşu olduk. Bu çerçevede, uluslar arası diplomaside ülkemiz aleyhine işletilmek istenen süreç ve girişimlerde sonucu lehimize çevirmek amacıyla başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere devletin tüm kurumları sivil toplum kuruluşlarına, lobi faaliyeti yürütebilecek kanallar açmalı ve bu sayede ülkemizin tezlerini ifade edilmesine katkı sağlamalarına imkan verilmelidir.
24- Türkiye’nin, bölgesel ve küresel anlamda etkin güç olduğu bir dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyan ülke sayısında herhangi bir artış olmaması düşündürücüdür. Bu kapsamda, Türkiye artık KKTC ve Filistin Devleti’nin tanınması noktasında BM başta olmak üzere tüm uluslar arası demokratik zeminlerde girişim başlatmalıdır.
|